Son dönemde Küçükköy’ü duymayan kaldımı bilemiyorum. İnanılmaz bir değişimin hikayesi burası. Bundan bir kaç yıl öncesine kadar unutulmuş ve yıkılmaya yüz tutmuş tarihi Rum evlerinin olduğu küçücük bir beldeydi burası. Ne olduysa bundan birkaç yıl önce büyük şehirlerden göç eden insanların buradaki yıkık dökük evleri, atıl binaları satın almasıyla oldu. Bu binalar restore edilip galeri, el sanatları merkezleri, kafeler gibi yerlere çevrildiler. Öyle güzel bir değişimdiki bu bir anda bu kadar popüler olmasına şaşırmamak gerekir.Ben küçüklüğümden beri yaz tatilleri için Ayvalık’a gelirim. Bu belde bizim için Ayvalık merkeze ulaşırken trafikten nispeten kaçabilmek adına kısa yol olarak kullanılırdı! Her geçişimizde binalara bayılırdık.
Bayram tatili vesilesiyle yine Ayvalık’taydım. Fırsat bu fırsat diyip Küçükköy’e yolumu düşürüp bu değişime yakından tanıklık etmek istedim. Ve bir müddettir tanışmak istediğim biriyle Nurcan Hanım ile tanışma fırsatını yakaladım.Nurcan Hanım ile yolumuzun kesişmesine ailemin geçtiğimiz aylarda Küçükköy de Teferiç şenlikleri esnasında uğradıkları çeşit çesit lavanta ürünlerinin satıldığı bir stand vesile oluyor. Küçükköy de lavanta yetiştirildiğini duyunca tabiki hikayesini merak ediyorum.
Konuya kesinlikle Mesut Ergin (Eski Küçükköy Belde Başkanı) ile başlamak gerektiğini belirtiyor Nurcan Hanım.Kendisi başkanlığı esnasında Küçükköy’ün gelişmesi için büyük çaba harcamış. Atıl olan toprakların değerlendirilmesi için lavanta yetiştiriciliği bu çabalardan sadece bir tanesi. Kendi ailesine ait olan bir araziyi bu iş için tahsis ediyor.
2015 yılında Dünya Çevre Günü’nde bu tarlaya toplam 4500 adet lavanta fidanı ekiliyor. Bu yetiştiricilikte başarılı olmaları durumunda Küçükköy’e ve özellikle kadınların aile bütçesine katkıda bulunabileceği yeni bir iş sahası yaratabileceklerdir. Ancak lavanta yetiştiriciliği gerçekten sabır isteyen zor bir iş. Malesef geçen bu sürede bir çok kişi lavanta fidanlarıyla ilgilenmekten vazgeçiyor. Biri hariç!
Nurcan Hanım halen bu çabayı sürdürüyor.Biraz ondan aldığım bilgileri paylaşayım sizinle.Lavanta bitkisi sadece ilk ekim esnasında fazla suya ihtiyaç duyan bir bitki daha sonrasında yoğun sulama ihtiyacı yok. Dolayısıyla şu an bu konuda çok zorlanmıyor ancak sulama motoru ve bir kaç boru geçtiğimiz aylarda çalınmış.Buna rağmen aynı motivasyonla çalışmaya devam ediyor. Yine geçtiğimiz aylarda fidan üretimine de başlamış ve yakında toprakla buluşturmayı düşünüyor.
Nurcan Hanım tıbbi aromatik bitkiler konusunda seminerleride elinden geldiğince takip ederek kendini geliştirmeye ve bu konuda daha bilinçli hale gelmeye çalışıyor.Bu kapsamda önümüzdeki günlerde Burhaniye’de bulunan BAÇEM’in düzenlediği seminere de katılacak.Her gün bir şey daha öğrenmek için çabalıyorum diyor kendisi.Kadın kooperatifi kurabilirsek ne kadar güzel olmaz mı diye de ekliyor.
Bir fidan kalana kadar çabama devam edeceğim demiş yola çıkarken, şu an 1 değil 365 fidanım var benim diyor, gururla ve mutlulukla.Şu an ki tarlanın tamamen lavantalarla kaplı halini hayal ediyoruz birlikte.
Nurcan Hanım Ayvalıkta Barbaros Caddesi 2.sokakta her hafta perşembe günleri lavanta standını kuruyor. Lavantadan ürettiği sabun,yağ ,reçel ve hediyelik eşyalar satıyor.
Kendisini tanımaktan ve bu çabasına yakından şahit olmaktan çok memnun oldum. Sanırım daha çokça görüşeceğiz kendisi ile. Yolunuz buralara düşerse standına uğrayıp tarlasınıda ziyaret etmeyi ve benden selam söylemeyi unutmayın.
Takip etmek isterseniz Instagram hesabı @mortepeayvalik
Tebrikler nurcan hanima. Emeklerinin karsiligini kat be kat alsin insallaah. Aybaliktayiz. Donmeden ugramaya calisicaz 🙂