Slovenya için son durağımız Başkent Ljublijana(hemen problemi çözelim okunuşu Lubliyana). Ülkenin başkenti ve en gelişmiş şehri. Size tavsiyem şehre gitmeden önce ‘Veronika Ölmek İstiyor’ isimli kitabı okumanız. Gitmeden önce şehirle ilgili bir fikir edinmenize yardımcı olacaktır. Açıkçası bundan birkaç yıl öncesinde Ljublijana görülecek listemde üst sıralarda değildi. Ancak sadece Ljublijana değil , Slovenya tümüyle görülmesi gereken en güzel ülkelerden biri olduğunu anladım bu seyahatimde, bunu bir yere not edin derim,
Nasıl Gidilir; Ne zaman Gidilir;
An itibariyle THY ve Adria havayolları ile Ljublijana ‘ya direkt uçuşlar mevcut. Açıkçası her ne kadar o soğuk hava dalgası hep Balkanlardan gelsede, seyahatimiz Kasım ayında olmasına rağmen gezilemeyecek kadar soğuk bir hava yoktu(tabi akşam için kalın montları unutmuyoruz). Ancak bahar ayları çok daha güzel olacağı aşikar.Özellikle Tivoli parkı bahar ve yaz aylarında çok daha etkileyicidir.
Malum uçak konusunda seçenek çok olmadığından mevsime bakmadan uygun fiyatlı bir bilet bulduğunuzda hiç düşünmeyin, alın derim.
Nerede kalsak?
Şehrin merkezinde nokta atışı yaptığımız Galeria River oteli öneririm. Fiyatı uygun, konumu harika. Ljublijanica Nehri’nin hemen yanında. Kahvaltı yok ancak bence bu kadar merkezi bir yerde gerekte yok gibi,tabi tercih sizin.Şurada otelle ilgili detaylı bilgi vermiştim. Nehir ve kale manzaralı odaları önerilir.
Ulaşım;
Slovenya gezimiz için biz araç kiralamıştık. Şehir içinde görülmesi gereken tüm yerler yürüme mesafesinde. Ancak bahar ve yaz aylarında bisiklet kiralayıp gezmek çok keyifli olacaktır .Hava alanından merkeze 28 numaralı otobüslerle ulaşabilirsiniz.
Görülmesi gerekenler,
Şehri yoğun bir programla bir günde rahatlıkla gezebilirsiniz. Ancak rahat olayım, şehrin ara sokaklarına gireyim, biraz daha özümseyeyim derseniz bizim gibi 2 tam gün ayırmak ideal olacaktır.
Preseren Meydanı ;İsmini ülkenin ünlü şairi France Preseren’den alan bu meydanda şairin heykelide yer alıyor. Pembe rengiyle Fransız Kilisesi meydanda ilk dikkatinizi çekecek yapı.Giriş ücretsiz.
Bu meydan şehrin merkezi konumunda ve her daim hem turist, hem lokallerin sık sık yolunu düşürdüğü bir yer. Yine hemen hemen her saatte sokak sanatçılarıyla oldukça kalabalık.Üçlü köprüden geçerek ulaşabileceğiniz meydanda birde şehrin bronzdan yapılmış minik maketide görülmeye değer.
Yazının başında bahsettiğim ‘Veronika Ölmek İstiyor’ kitabında; şairin Julia adındaki üst düzey bir ailenin kızına duyduğu imkansız aşktan söz ediliyor. Kısacak bir rastlantı ile kıza inanılmaz büyük bir aşk besliyor ancak dönemin sınıf farkından ötürü asla birlikte olamayacağını biliyor ve bu dönemde en güzel şiirlerin esin kaynağı oluyor bu aşk.Presen’in heykelinin baktığı yöne doğru ilerlediğinizde duvarda oyulmuş bir kadın yüzü göreceksiniz. Bu ev Presen’in büyük aşkı Julia’nın yaşadığı ev. Preseren halen imkansız aşkına bakmayı sürdürüyor.
Üçlü Köprü;Ljublijanica nehri üzerinde birçok köprü var. Ancak en ünlüsü hatta ünlüleri adını yan yana yer alan 3 köprüden alan Üçlü Köprü. Preseren Meydanı’ndan geçerek şehrin Eski Kent bölümünü bağlıyor. Genellikle buluşma noktasıymış burası. Açıkçası çok büyük bir olayı yok ancak mimari olarak çarpraz köprülerin yanyana olması dikkat çekiyor ve köprülerin üzerinden güzel bir nehir manzarası izleyebiliyor.
Görmeden dönmemeniz gereken bir diğer köprü Ejderha Köprüsü. Üçlü köprüyü geçtikten sonra sola doğru ilerlediğinizde yine solunuzda kalacak. Köprünün her iki tarafında da 4 yeşil ejderha heykeli var. Ljublijana kentinin simgesi olan bu ejderlerin şehri koruduğuna inanılıyormuş.
Şehirde köprüler sanat eserlerinin sergilendiği bir alan olarakta kullanılıyor. Bazı köprülerde ise tıpkı birçok şehirde olduğu gibi dilek tutulup anahtarlar asılmış.
Ejderha köprüsüne gelmeden önce sağınızda Aziz Nicolas Katedralini görebilirsiniz.İki yeşil kulesi ile dikkatinizi çekecek.1707 yılında inşa edilmiş, giriş ücretsiz. Tarihini dinlemek için turist gruplarına kaynak yapabilirsiniz.:)
Eski kent bölümünde en önemli aktivite Ljublijana kalesi. Finiküler ile ulaşabilirsiniz. Ücret;2,5€ .Otobüslerle de ulaşabilirsiniz.Ancak biz hem çıkarken hemde inerken tabiki patika yolu kullandık. Yürümeyi seviyoruz. Ancak oldukça dik, uyarmadı demeyin, sonra kulaklarım çınlamasın. Kale’ye giriş 7,5€, auidoguide ise 2,5 €. Eğer saatler size uyar ise rehberli özel turlar var. Bu turun ücreti 17,50€.
Yeşillikler içinde bir tepede yer alan, mimari olarak dikkat çeken bir yapı.Özellikle ailece gelip buranın keyini çıkarıyorlar. İçeride ülkenin tarihi ile ilgili belgelerin sergilendiği ufak bir müze var. Müze girişi bilet ücretine dahil. En dikkat çekici yapısı kalede yer alan kule. Biraz merdiven çıkacaksınız ancak manzara şahane.Kaçırılmaması gerekir. Ayrıca Kukla Müzesi’ni de atlamayın
Kaleyi gezdikten sonra Belediye Binası şehir içinde görebileceğiniz diğer bir adres.Mestni caddesi üzerinde yer alıyor.Bu cadde alışveriş içinde zaman geçirebileceğiniz, şehrin kalabalık caddelerinden biri.
Tivoli Parkı;Şehrin içinde nasılda güzel parklar yapılabiliyor görelim diye gidilmesi gereken park.Neden bizde yok diye kıskançlıktan öleceğim. İçinde saatlerce kalıp huzurun dibine vurabilirsiniz. Gittiğimiz dönemde fotoğraf sergisi vardı. Tivoli Parkı görülmeye değer önemli adreslerden biri.
Yeme&içme konusunda problem yaşamayacağınız bir yer Ljublijana. İtalyan, Alman ve Avusturya mutfağından fazlaca etkiler mevcut. Struklji ve gnocchi tadına bakabileceğiniz geleneksel yemekleri. Biz ilk tercihimizi İtalyan mutfağına bu kadar yakın iken pizzadan yana kullandık. Pizzeria da Rustica ve San remo pizzaları ile iki içecek için toplam 23€ ödedik. Pizzaları fena değil ancak öyle dibimizde düşmedi. Ancak masaları ana caddeye baktığından çok keyifli bir akşam yemeği oldu. Tavsiye edilir. Adres:Dvor Dvorni Trg 1.
Biz fırsat bulduğumuz tüm molalarımızı sıcak şarap ve sıcak çikolata olarak değerlendirdik. Zlata Ribica’nın Ljublijanica nehri kenarına attığı yüksek masalara bayıldık. Ortam çok keyifli. Gençler sıcak şarapları ile sohbette. Sandalyelerin üzerine attıkları postlarda çok güzeldi. Bu arada sıcak şarap 1,4€, sıcak çikolata ise 2€. Adres:1000 Ljubljana Cancerjevo Nabrezje 7 .
Yine bir iki molada yolumu düşürdüğüm pancake yiyip kendinizi kaybedeceğiniz; Puffy önerilir. Zaten önünden geçtiğiniz gibi kokusuyla büyüleneceksiniz. O kadar çok çeşit varki bu nedenle bir kaç defa yolunuzun düşmesi muhtemel. Çok güzel gerçekten:)
Ljublijana kenti kibar ve sıcakkanlı insanları, tarihi ve doğa güzellikleri ile çok seveceğiniz, bütçenize de uygun güzel bir alternatif. Yolunuzu en kısa sürede bu şirin şehre düşürün derim.
Merhaba Sema hanım,
Buraya instagramdan geldim.. Sizin yazınızı önceden okumuş olsaydım 1 ay evvel Budapeşte yerine Slovenya’ya giderdim. Çünkü Macaristan & Slovenya arasında gidip geliyordum,kararsızdım. Başkent Ljubljna , Bled gölü hep hayalimdeydi ama Budapeşte’ye gönlüm kaydı işte.. Neyse dağıtmayayım, yazınızı büyük keyifle okudum, çok faydalı bilgiler içeriyor. Elinize sağlık, çok teşekkür ediyorum. Selamlar.
Teşekkürler, Budapeşte’de çok güzel bir şehir ancak Slovenya keşfim beklentimin üzerinde oldu, çok daha fazla etkiledi beni, keşfedilecek müthiş doğa güzelliklerini barındırıyor bünyesinde. Maalesef Slovenya notları tek bir yazıya sığmadı bölmek durumunda kaldım,bir iki yazı daha ekleyeceğim. Şiddetle tavsiye ederim, umarım en kısa zamanda yolunuz düşer,