Bir itirafla yazıya başlamak doğru olur diye düşündüm. Aslında benim uzunca bir süredir yaptığım listemde nedense Bolonya yer almıyordu. Taki bir gün rastgele uçak bileti kontrol ederken ucuz bir bilete denk gelene kadar. Dedik ki araba kiralar Floransa ‘ ya kaçarız. Plan buydu. 2 kişi gidiş dönüş toplam 400TL ödedik biletlere. Akabinde gitmeden önceki hazırlıklara başladık. Baktım ki Bolonya tarihi, yemekleri, sokakları, şehir hayatı ile hiçte öyle ‘ ben bi geçeyim şuradan’ denecek bir şehir değil çok daha fazlasını hak ediyor, dolayısıyla buraya bir günümüzü ayırdık.
Konaklama_Ulaşım: Hotel Suite de kaldık. Oldukça güzel ve temiz bir otel, odamız 7. katta olduğundan güzelde bir şehir manzarasına denk geldik. Otoparkları mevcut ancak az sayıda araç park yeri olduğundan erken doluyor. Dolayısıyla otelin hemen ilerisinde yer alan otoparka yönlendiriyorlar. Odaya toplam 150TL ödedik,kahvaltı dahil. Hatta kahvaltı servisi oldukça güzel bir terasta yapılıyor, güne güzel bir başlangıç yapmak enerji toplamak için ideal.Otel merkeze yürüyerek 20 dakikayı az biraz geçeceğini tahmin ettiğim bir uzaklıkta. 13 ve 19 numaralı otobüsle merkeze inebilirsiniz. Günlük biletler 4€ civarında. Otobüste ise 1,5€ ödeyerek 75 dakika geçerli olan biletleri de tercih edebilirsiniz.Ancak biz gün sonunda hava alanına döneceğimizden araba ile şehir merkezine indik ve otoparka bırakarak devam ettik. Şehir içerisinde görülmesi gereken tüm yerlere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Şehir yapısı gereği bisikletle gezmek için çok elverişli.Kulağınıza küpe olsun derim. Oldukça keyifli olacaktır.
Görülecek yerler: Öncelikle Bolonya araştırması yaparken görülecek listeleri hemen hemen tüm yazılarda aynı idi. Bu nedenle yazıyı okurken fazlaca turistik gelebilir ancak bir günde ne kadar lokal olunabilir oda ayrı bir konu. Her neyse konuyu dağıtmadan başlayalım. Öncelikle şehre adımını attığınız anda fark edeceğiniz Arcades /Porticolar şehrin en önemli ve en ünlü yapıları. Bu kemerler 38 km boyunca şehri boydan boya sarıyor. Orta çağdan günümüze ulaşan yapılar yazın aşırı sıcaktan,kışın ise yağmurdan korunmak için yapılmış, dolayısıyla yazın oldukça sıcak bir havada gezerken kıymetlerini dahada anlıyorsunuz. Yapılar Unesco tarafından koruma listesinde.
Her yolun bir şekilde buraya ulaştığı Piazza Maggie meydanı ile devam edebilirsiniz. Bu meydanda Neptün Çeşmesi merkezinde sizi karşılayacak. Meydanın hemen yanında Basilica San Petroni şehrin en önemli kilisesi. Dünyanın 5.büyük Kilisesi sıfatını sahip. İçeride ufak bir ücret ile görebileceğiniz alanda Masaccio, Parmigianino, Giovanni de Moduna gibi sanatçıların eserleri mevcut.
Meydanın yanındaki pasajda yapının mimarisi dolayısıyla akustik bir olay mevcut hemen paylaşayım. Yapının çapraz 2 karşılıklı duvarına kulağınızı dayadığınızda diğer tarafındaki fısıldamayı dahil çok net olarak duyabiliyorsunuz. Ben ilk duyduğumda nedendir anlamadım pek bir etkilendim.Yapmadan dönmeyin.
Şehrin bir diğer simgeleri kuşkusuz Asinelli Kuleleri. Evet İtalya da tek yamuk kule Pisa değilmiş. Kulelerden biri 1,5 diğeri 3.5 metre yamuk! Zemin etütlerinde ciddi bir problem var bu ülkede:)Torre Garisenda o kadar yamuk ki içine giriş yok. Torre Asinelli ise olur da kondisyonum yeter derseniz 498 merdivenden sonra muhteşem bir Bolonya manzarası sunuyor.
Aşağıdaki resimde çok daha iyi anlaşılıyor sanırım
Bu kuleler zamanında şehrin korunması için yapılmış. günümüze ise 2 tanesi gelebilmiş. Şehir müzesinde yer alan bir eserde temsili kulelerin resmi mevcut. Oldukça etkileyici.
Şehirde görülmeye değer bir diğer adres Santo Stefano Basilikası. Aslında içerisinde 7 farklı kilise mevcut. Bence az bile olsa zaman ayırın, içeriyi görün.
Venedik penceresi (Canale della Moline) bir sonraki adresiniz olabilir. Öncelikle bu pencereyi bulmak bile sokakların size sunduğu rengarenk şölen ile ayrı bir keyif. Yani pencereyi bulamazsanız bile o sokaklarda gezinin derim. Via Piella da yer alan bu pencereden baktığınızda Venedik manzarası karşınızda.
Şehirde görülecek yerler listesine alınabilecek yapılar Bolonya Üniversitesi, Giardini Margherita Parkı ve en önemlisi Basilica di San Luca.
Basilica Di San Luca için 660 kemer bulunan yapıyı tırmanmanız gerekiyor, internette bulduğum şehir haritasındaki yerini gösteren bir resmi aşağıya ekledim. Biz gidemedik, neden mi ? Aşağıdaki resimde baya uzakmış gibi gelebilir ama ilgisi yok:)
Ne yedik; Kuşkusuz İtalya ya gidip makarna yemeden dönülmemeli.Akşam yemeği tercihimizi Ristorante Toscano ‘La Posta’ çok memnun kaldık. tortellini ve ricottosunu denedik ve hayran kaldık. Şarap menüsü ise çok başarılı.Adres:Via della Grada 21/1 . Denemedik ancak bize önerilen diğer lokantalardan birkaçını paylaşmak istedim. Gigi, Me Gusta, La Rosa,Nonna Rosa. Aklınızda bulunsun.
Öte yandan kulelerin hemen dibindeki Gelateria Gianni’ den dondurma yemeğeni dövüyorlarmış
Sonraki durak; Fransa Provence ve Cote d’Azur bölgelerine gideceklerden aldığım mailler nedeniyle İtalya ya ara verip ‘Marsilya’ notları ile Fransa tatilimin yazılarına başlıyorum
Not:Basilica Di San Luca resimleri alıntıdır.
Selam,
hiç hesapta yokken ben de gidip görmüştüm Bologna’yı. sokaklarında gezmek gerçekten çok keyifliydi. gözümü karartıp asinelli kulesine çıkmıştım. oradan diğer kuleler de görülebiliyordu. yani yazdığınız gibi sadece 2 tane kule yoktu Bologna’da. wikipedia’da adreslerini verdiği 21 kulenin hepsini de göremedim ama 🙂
bu güzel yazı için teşekkürler…
Selam,
Kesinlikle sokaklarında gezmek çok keyifli. Haklısın şehirde bir sürü kule var , hatta sokakları gezerken bir çoğunu acaba burasımı şu meşhur kuleler diye aklımda geçirdim, ancak benim araştırdığım kadarıyla Asinelli kuleleri şehri korumak amacıyla yapılmış. Bu amaçlı olarak inşa edilenlerden günümüze kalan 2 tane kule var 🙂 Araştırma kaynaklarımda hata olabilir tabikide:) yolumuz tekrar düşer umarım bu güzel şehre.
Yorum için teşekkürler,