Seyahatler öncesindeki araştırma dönemleri ister istemez beni ciddi bir blog takipçisi yaptı. Hemen hemen hergün göz attığım bloglar var,neredeyse haftada 3 gün güncellenen seyahat blogları varki onlara bayılıyorum. Yazarlarına da müthiş bir sempati duyuyorum. İş yoğunluğuna rağmen bloğu güncel tutabilmek takdiri hakediyor.
Seyahat blogları dışında ise yemek blogları(hayır yemek yapmayı sevmiyorum, ancak bende Cafe fernando takipçisiyim. Sitelerdeki ilham unsurları hoşuma gidiyor) ve moda bloglarınıda takip ediyorum, günlük göz attığım yaklaşık 10 a yakın blog var, haftalık ve aylık olanlarla bu sayı epeyce artıyor.
Bu bloglardaki özel köşeler favorilerim, Kendin yap köşesi ise ilham verme açısından bire bir, İnstagramda da DIY(Do it Yourself) temalı hesapların takibindeyim. Müthiş yaratıcı fikirler var. Örneğin çok sevdiğim ufak tefek dükkan hesabı ile hayatıma giren ufak tefek fikirler hesabı zaman ayırmaya değer. Bu hesap dünyanın bir çok yerinden yaratıcılıkta sınır tanımayan insanların buluşma noktası,ve daha bir çokları …
Peki neden bundan bahsediyorum. Bir seyahatsever olarak artık gittiğim yerlerden hatıra alırken çok düşünür oldum. Aldığım hatıraları sergilemekten çok günlük hayatımın bir parçası haline getirmeye sevdiğimi farkettim. Kendimde birşeyler ekleyince daha bir değerli oluyor. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız Viyana seyahatimden ise güzel bir yapboz aldım ve evime uyumlu hale getirdim.Tarihi hatıra olsun diye ekledim.
Her ne kadar bloğumda kendin yap köşesi yaratmasamda fırsat buldukça evimin bir köşesinden bana göz kırpan hatıraları paylaşabilirm diye düşündüm;Bakalım beğenecekmisin?
Sevgiler