Evet yapacak birşey yok, futbolu çok seviyorum. Yıllarca voleybol oynadım , bir şekilde hep sporun içinde kaldım. Bir müddet ara vermiştim son günlerde ise hayatımın önceliklerinden biri haline getirmeye çalışıyorum.
Malum Fransa ansızın yapılan grevlerle ünlü bir ülke. Çat diye bir grev başlamış ve bir bakmışsınız ki treninizin seferi durdurulmuş. Haydi bakalım!!!Hangi şehirde trenlerin çalıştığını öğrenip oraya yol almaya başlayalım. Geçen sene ailece yaptığımız Paris seyahatimizde böyle bir greve denk gelip Lille şehrine yönlendirilmiştik.
Bildiğiniz üzere bir süredir seri bir şekilde Provence bölgesinde gezdiğim şehirlerin notlarını bloga eklemeye çalışıyorum. Aix En Provence Fransız Rivierası’na inmeden önceki son durağımız olmuştu.
Birbirinden güzel köylerden,şehirlerden sonra günün son durağı Aix en Provence. Burada bir gece konaklayıp, ertesi gün şehri keşfederek kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz.
Avignon’ dan ayrılarak Arles yollarına düşüyoruz bu sefer. Arles; Aux en Provence ‘den önceki son durağımız, günümüzün son gezilecek yeri. Zira yorgunlukta kendini göstermeye başladı. Temmuz ayında olduğumuzu unutmamak gerekiyor. Hava oldukça sıcak. Ancak Arles yoluna koyulduğumuz anda yorgunluk bedenimden ve zihnimden uzaklaşıyor, bir heyecan kaplıyor içimi.
Sault’u üzülerek geride bırakıp, bir sonraki durağımız olan Avignon’a doğru ilerliyoruz. Araçla yaklaşık 1 saat yol aldıktan sonra seyahat boyunca bize eşlik eden bağlar, bahçeler kesilip, sağımızda süzülmeye başlayan Rhone nehri yüzünü gösteriyor , şehrin surlarıda bizi karşılayıp, görkemli bir ‘Hoşgeldiniz’ çakıyor.
Bir önceki yazımda Sault’ ta ziyaret ettiğimiz lavanta müzesinden bahsetmiştim. Buralara kadar gelmişken bilgi düzeyimizi arttıralım dedik.
Küçüklüğümden beri haftasonu eve giren gazetelerin seyahat eklerini heyecanla okur ‘Bir gün mutlaka gideceğim’ dediğim, beni büyüleyen resimlerin olduğu sayfaları saklardım.
Marsilya’ ya nereden başlasam diye bir düşündüm. Gözümü kapadım, neler kalmış aklımda şöyle bir tazeledim zihnimi.Ve şu sonuca vardım. Marsilya benim için açık ara keyif ve lüksün ulaşılabilirliğinin maddiyatla alakalı olmadığını tekrar gösteren en iyi adreslerden biri. Ayrıca önyargının ne kadar kötü bir özellik olduğunuda tekrar öğreten bir şehir.